Bridge to Türkiye Fund & Siemens Caring Hands

BTF
Bridge to Türkiye Fund Başkanı Emin Pamucak

Şubat 2023’te meydana gelen ve 11 ilimizi vuran deprem felaketlerinin üzerinden aylar geçti. Binlerce kişinin yaşamını yitirdiği felaketten yaşadıkları şehri, evlerini ve sevdiklerini kaybederek kurtulan depremzede vatandaşlarımızın hayatlarını sürdürme mücadelesi hala devam ediyor. Bu mücadelede kamu kuruluşlarının desteklerinin yanı sıra, şirketlerin ve sivil toplum kuruluşlarının depremin ilk gününden itibaren başlattıkları seferberlik kampanyaları ise oldukça önemli yer tutuyor.

20 yıldır eğitim ve sağlık alanındaki çalışmalarıyla ihtiyaç sahiplerine ulaşarak, binlerce kişinin yaşamına dokunan ‘Bridge to Türkiye’ de bu kuruluşlardan biri. Vakfın deprem felaketi sonrası ampute çocuklara ve gençlere destek için başlattığı CATE (Children Amputees of Türkiye) projesi pek çok çocuğu ve genci yeniden hayata bağlıyor. Proje Türkiye’de Siemens Caring Hands aracılığıyla Siemens Healthineers Türkiye ve Siemens A.Ş. tarafından da destekleniyor. Siemens AG ve Siemens Healthineers’ın tüm dünyadaki çalışanlar arasında başlatılan bağış kampanyasıyla iki şirket, kadın, çocuk, eğitim, sağlık alanlarına odaklanarak pek çok sivil toplum kuruluşuna destek olmaya devam ediyor.

Bridge to Türkiye Fund’dan bahseder misiniz? Nasıl bir organizasyon, Türkiye’de hangi alanlarda projelere destek oluyorsunuz ve bu alanlarda gerçekleştirdiğiniz projelerden bahsedebilir misiniz?

Bridge to Türkiye Fund’ın (BTF) hikayesi, anavatanına olan gönül borcunu unutmamış bir grup Amerikalı Türk gönüllünün bir araya gelmesiyle başladı. BTF’yi, “Türkiye’nin daha iyi bir geleceğe kavuşması için biz buradan ne yapabiliriz?” sorusuna cevap olarak, 20 yıl önce kurduk. Özellikle eğitim ve sağlık alanlarında gelecek nesiller için fırsat eşitliği yaratılması; laik, çağdaş ve çoğulcu bir eğitim ortamının desteklenmesi en büyük hedefimiz. Bu hedefi gerçekleştirmek için kurulan vakfımız, yani köprümüz aracılığıyla, tabansal (grassroots) bir yapıyla faaliyet gösteriyoruz. Başka bir deyişle gücümüzü, bizzat gönüllülerimizin gayretinden alıyoruz.

BTF'nin ilk tohumları 1999 Marmara Depremi’nden sonra atıldı. Kurumsallaşarak faaliyete geçmemiz 2003 senesini buldu. ABD’de yaşayan 5-6 gönüllü ile başlayan bu resmi yolculuğumuz, bugün dünyanın dört bir yanından binlerce gönüllü ve bağışçı ile Türkiye’deki sivil toplumculuğun önemli destekçilerinden biri haline gelmiş durumda.

Dezavantajlı çocuklar ve öğretmenler için yarattığımız değer sıralamakla bitmiyor: köy okullarının ihtiyaçlarının karşılanması için eğitim ve teknoloji materyalleri tedarik edilmesi, kütüphaneler, laboratuvarlar, burslar, sağlık yardımları… Kısacası, bizler uzun yıllardır yurt dışında yaşasak da desteğe ihtiyaç duyan binlerce çocuk, genç ve öğretmen için buradaki imkanları seferber ederek bir umut köprüsü olmaya çalışıyoruz.

Bunun yanı sıra, Türkiye’de faaliyet gösteren birçok değerli sivil toplum kurumu için de yurt dışından önemli finansal kaynaklar üretiyoruz. Çok uluslu firmalarda yaygın şekilde uygulanan bağış eşleme (corporate gift matching) kültürü sayesinde de bağışçılarımıza köprümüz üzerinden ek bir fayda sağlayabiliyoruz. Son zamanlarda global firmaların birçoğu sosyal sorumluluk girişimlerine daha demokratik ve çoğulcu bir pencereden bakmaya başladılar. Kurumsal bağış desteklerine sadece üst düzeylerde karar vermek yerine, çalışanlarının kendi bağış tercihlerine ekstra bir eşleme bağışında bulunarak bireylerin iki katı fayda üretmelerine yardımcı oluyorlar. Buna kurumsal çeşitlilik ve kapsayıcılık ilkelerinin bir başka yansıması da diyebiliriz. Yani senelik kurumsal bağış bütçelerinin bir kısmının nasıl harcanacağına, firma çalışanları tabansal anlamda karar veriyor. Olaya bu şekilde bakıldığında, BTF’nin önemi daha net şekilde ortaya çıkıyor. Firmalardaki bu yardım akışının yönünü Türkiye’ye çevirmeyi kolaylaştırarak, köprümüz üzerinden kesintisiz taşıyabilen, ender bir hayır kurumuyuz.

Deprem bölgesi için bugüne kadar yaptığınız çalışmalardan kısaca bahseder misiniz?

Deprem bölgesindeki çalışmalarımıza 6 Şubat akşamı hemen başladık. ABD’de bulunduğumuz için saat farkından acı haberi akşamın erken saatlerinde aldık. Tabanımızdaki bağışçı ve liderlerimizin birçoğu, bir şeyler yapabilmek refleksi ile hemen bağış kampanyaları başlattılar. Kısa zamanda dünyanın dört bir yanından önemli miktarlarda bağışlar toplanmaya başlandı. İlk etapta kurtarma ve barınma amaçlı desteklere yöneldik. Bu arada Türkiye’de de müthiş bir enerji harekete geçmişti, birçok sivil toplum kurumu ve gönüllüleri devreye girerek malzeme almak üzere fon arayışına girdiler. Ahbap, TOKTUT, İhtiyaç Haritası gibi... Örneğin ODTÜ Mezunlar Derneği çadırcı bulmuş, üretimi bağlamışlar, ama ellerinde fon kaynağı yoktu. Depremin birinci günü devreye girdik. Yurt dışından kurumsal hibe gönderimleri oldukça uzun sürebiliyor ve bizim de kaybedecek vaktimiz yoktu. "Siz anlaşmayı yapın, biz ödemeyi direkt çadırcıya gönderelim, siz çadırları teslim alıp dağıtın" diyerek başladık. Finansman bizden, alın teri sahadaki güç ortaklarımızdan olmak üzere kolları sıvadık. Bu şekilde kısa sürede çok sayıda çadır, jeneratörler, konteyner ev, mobil tuvalet, su deposu, sahra mutfağı, temiz su, hijyen paketi, sağlık malzemesi, erzak ve uyku tulumu gibi malzemelerin tedariğini kolaylayarak kısa zamanda sahaya gönderimlerini sağladık. Sonraki safhalarda ise daha büyük projelere katkıda bulunma fırsatımız oldu. 6 yeni prefabrik okul, 50 civarında konteyner sınıf, beş ana sınıfı, bir diyaliz merkezi gibi girişimlerimiz oldu. Depremde laptoplarını kaybeden öğrencilere veya uzaktan eğitime gecen öğrencilere de 700 civarında yeni laptop gönderdik. Bu arada binin üzerinde depremzede öğrenciye iki senelik burs programı açtık.

CATE projeniz ile depremde uzuvlarını kaybeden çocuklara destek oluyorsunuz. Protez desteği süreci nasıl işliyor? Bugüne kadar kaç çocuk CATE kampanyasından elde edilen fondan faydalandı? Ne zamana kadar sürecek?

Depremin yaralarını sarmak için çocuk ve gençlere yönelik bir başka girişimimiz de CATE projesi (Children Amputees of Türkiye). Proje partnerlerimizden Çukurova Üniversitesi bünyesindeki Çocuk İyilik Merkezi’ne başvuran hastalar bu merkezdeki bilim kurulu tarafından değerlendirilmeye alınıyor. İhtiyaçları olan ilk protezleri sağlanıyor. 0-21 yaş aralığındaki tüm hastalarımızın ilerde de- bu yaş aralığında oldukları sürece- büyüme ve kaza nedenli protez yenileme ihtiyaçları CATE kapsamında.

CATE projesine ayrıca eğitim desteklerimiz de dahil. İlk aşamada protez durumları netleştirilen hastalarımıza ikinci aşamada burs imkanları için onanma işlemleri takip ediyor. Öğrencilik durumu devam eden tüm hastalarımız burs almaya hak kazanıyor ve eğitim hayatları boyunca destek almak üzere program kayıtları yapılıyor. Bu çocuklarımızın eğitimlerinin devam etmesi bizim için özellikle önemli.

CATE projesi ile 6 Şubat depremlerinde uzuv kaybı yaşayan ve bugüne kadar Çukurova Üniversitesi Çocuk İyilik Merkezi’ne başvuran 0-21 yaş aralığındaki 136 ampute hastanın protez/ortez ihtiyaçlarını karşıladık. Öğrencilik durumu kesinleşmiş 79 hastamız da eğitim burslarını almaya başladı. Bu sayıların proje devam ettikçe değişeceğini belirtmeliyiz.

Siemens Healthineers & Siemens & Siemens Caring Hands iş birliği ile projedeki hedefleriniz nelerdir?

Siemens Healthineers sağlık sektöründe yeniliklere öncülük eden değerli bir firma. Ve bunu çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık ilkeleri ile "herkes için, her yerde" sloganı ile yapıyor. Yeri geldiğinde de Siemens Caring Hands Vakfı’nı devreye sokarak bunu sosyal sorumluluk düşüncesi ile imkansızlıklar içinde, yardıma ihtiyacı olan kitlelere de ulaştırıyor. Bu bağlamda, BTF ve Siemens Healthineers’ın amaçlarının bir olduğunu söyleyebiliriz. Sağlıklı ve eğitimli toplumlar için çabalıyoruz. Siemens Healthineers’ın CATE projesi için sağladığı destek bunun en güzel örneği. Bu proje ile depremde uzuvlarını kaybeden çocukların protez/ortez ihtiyaçlarını gidererek uzun dönem eğitimlerine katkı sağlıyor, birlikte toplumsal fayda üretiyoruz. Kolektif düşünceler ile bu çocuklarımızın daha kaliteli bir hayat sürdürebilmelerini amaçlıyoruz.

6 Şubat’ta başımızdan çok büyük bir afet geçti. Toplum olarak büyük bir travma yaşadık ama her anlamı ile en büyük yükü yaralı gençlerimiz taşıyor. Onlara birlikte destek olabilmek, yaralarını bir nebze olsun sarabilmek bizim için çok değerli. Destekçilerimizin yanımızda olması ve ihtiyacı olanlara birlikte yardım eli uzatıyor olmamız bizi çok mutlu ediyor. Siemens, Siemens Healthineers ve Siemens Caring Hands Vakfı’na sonsuz teşekkürlerimiz ile... İyi ki varsınız!

Türkiye'ye yaptığınız yardımlar dışında farklı yardım hedefleriniz var mı? 

CATE, deprem sonrası dönemin ilk başlarında pek görünür olmayan, fakat çok kritik bir probleme çare bulmak için ortaya çıkan bir proje. Bu projede uzun bir yolumuz var. Uzuvlarını kaybeden çocuklara ve gençlere protez sağlayabilmenin nasıl bir dönüşümü gerçekleştirdiğini tahmin edebilirsiniz. Biz en temelde bu dönüşümün bir parçası olmak istedik. Onlara sadece protez değil, eğitim desteği ve psikolojik destek de vererek, hayatın her alanında kaldıkları yerden devam ettiklerini görmek istedik.

Depremde enkaz altında kalıp ampute olan sıfır yaşında çocuklar bile bu projeden destek alıyorlar. Çocuklar büyüdükçe protez ihtiyaçları değişecek ve protezlerinin yenilenmesine ihtiyaç duyacaklar. Bunu süreç içinde öğrendik. Bu nedenle projeyi yaşayan bir proje olarak görüyoruz. Programda yaklaşık 150 çocuğumuz bulunuyor. Şu anda kaynaklarımız ölçüsünde sadece protez, eğitim desteği ve psikolojik destek noktalarında onlarla bir aradayız. Çok bilinen ama çok inandığımız bir şey var, birlikten mutlaka kuvvet doğuyor. Kaynaklarımız el verdikçe bu destekleri sağlamaya devam etmek istiyoruz. Bu da onların ihtiyaçlarını hep birlikte sahiplenirsek yapabileceğimiz bir şey.

Deprem bölgesi özelinde çocukların ve gençlerin bir an önce gündelik rutinlerine dönmelerini sağlayacak eğitim ve sağlık projelerini hayata geçirdik ve geçirmeye devam ediyoruz. Şu anda deprem bölgesindeki 10 ilimizden bin öğrencimize iki yıl süreyle eğitim desteği iletiyoruz. Öncelikle hedefimiz bu burs desteğini minimum dört seneye çıkarmak.

Bununla birlikte şu anda bin 876 üniversiteli gencimize aylık burs sağlıyoruz. Bu gençlerin çoğu kız öğrenci ve STEM (fen, teknoloji, mühendislik ve matematik) bölümlerinde okuyor. Türkiye’nin her yerinden, söz gelimi Bingöl’den, Adana’dan, Malatya’dan ihtiyaç sahibi çok sayıda gencimiz burs programımızdan faydalanıyor. Hedefimiz ve dileğimiz önümüzdeki sene 3 bin gence eğitim desteği sağlamak olacak. Biz ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyi çok seven bir topluluğuz. İnanıyoruz ki yardımsever insanlarla buluşmaya devam edecek, bu hedefi seneye gerçekleştireceğiz.

Projede birlikte çalıştığınız sivil toplum kuruluşları ve/veya sağlık profesyonelleri var mı?

Evet, var. CATE'in protez/ortez ve eğitim desteği sağlanmasına kaynak geliştirme olarak iki temel çözüm alanı bulunuyor. Her iki alanda yerel fayda üretmek için farklı sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapıyoruz. Böylelikle ülkemizdeki sivil toplumculuğun ve sivil toplum kuruluşları arasındaki iş birliğinin geliştirilmesine ve güçlenmesine dolaylı yoldan katkı sağlamış oluyoruz.

Protez/ortez için başvuruda bulunan hastalarımızın ihtiyaçlarını değerlendiren ve proje partnerlerimizden olan Çukurova Üniversitesi bünyesindeki hekimlerden oluşan bir bilim kurulu var. Bilim kurulundaki psikiyatrist, ortopedist ve fizik tedavi uzmanları vakalar hakkındaki en iyi çözüm için görüş bildiriyor. Bu aşamadan sonra yapay uzuvların temini için Çukurova Üniversitesi Sanayi İş Adamları Vakfı (ÇÜSİVAK) kapsamında kurulmuş proje ekibi en uygun protezin temini için çalışmaları başlatıyor, bilim kurulunun yanında hastayı takip eden hekimlerin de görüşleri ile tedarik işlemlerini gerçekleştiriyorlar. Protez ödemelerini bu kanal üzerinden gönderiyoruz.

Takip eden süreçte burs durumlarının netleştirilmesi ve başlatılması için hastaların listeleri ve iletişim bilgileri Bridge to Türkiye Fund'a aktarılıyor. Bu aşamada ikinci partnerimiz Bütün Çocuklar Bizim Derneği (BÇBD) devreye giriyor. ÇÜSİVAK bünyesindekine benzer bir proje ekibi de BÇBD içinde kuruldu. BÇBD'nin proje ekibi listedeki tüm hastalara tek tek ulaşıp eğitim durumlarını netleştiriyor. Bu aşama zaman alabiliyor çünkü bazı hastaların ailelerinde ebeveyn kayıpları mevcut veya öğrencilerin okulları yıkılmış durumda; dolayısıyla vasilerinin/velilerinin bu bilgileri sağlamada bazen güçlük yaşadıklarını gözlemliyoruz. Yine de BÇBD yetkilileri titizlikle her hastanın durumunu takip ediyor ve öğrencilik durumları netleşince eğitim burslarını başlatıyorlar. Burs fonlarımızı da bu şekilde iletmiş oluyoruz.

Kampanyaya destek olmak için ne yapmak gerekiyor? En çok hangi konularda desteğe/farkındalığa ihtiyaç var?

Kampanyamızda hem kurumsal hem de bireysel desteklere açığız. Kurumsal anlamda şu ana kadar en büyük destekçilerimizden biri Siemens AG ve Siemens Healthineers aracılığıyla, Siemens Caring Hands oldu. Destekleri için müteşekkiriz. CATE projemize 100 bin euro destekte bulundular. Bu katkılar ile birçok ampute çocuk ve gencimizin protez ve eğitim ihtiyaçlarını karşılayabileceğiz. Bireysel katkılar da CATE kampanyamız için çok değerli. Zaten BTF’nin temelinde esasen bu var. Yani, birçok bağışçının ortak duygularla bir araya gelerek çorbaya tuz katmalarından bahsediyorum. Bu destekler hem bağış şeklinde olabilir hem de sesimizi yaymak ve duyurmak anlamında kampanya elçilerimiz olarak da yapılabilir. CATE projemizi sürdürülebilir şekilde, uzun seneler devam ettirmek istiyoruz. Bu konuda bizi desteklemek isteyenler ayrıntlı bilgiye bridgetoturkiye.org/cate-project adresinden ulaşabilirler.

Gönüllülerle nasıl çalışıyorsunuz? Kuruluşunuza katılmak isteyenler nasıl bir süreç izlemeli?

Öncelikle, kapımız aramıza katılmak isteyen gönüldaşlara sonuna kadar açık. Biz 20 sene önce şu çok basit düşünceler ile yola koyulduk: Bir baktık, durum hiç de iyi değil... "Birileri bir şeyler yapmalı" dedik... Sonra, birden farkına vardık ki bizler de birileriyiz... Ve karar verdik, BTF olarak bir şeyler yapmaya başladık...

Kısaca, empati kurabilen insanlar olarak, bazen ne yapılması gerektiğini çok düşünüp, takılıp kalıyoruz. Aslında günlük hayatımızda yapılabilecek birçok basit şey mümkün. BTF’nin özünde bu düşünce yapısı var. Yeni bir girişime başlarken çoğu zaman çözümünü kendimiz de ilk etapta bilmiyoruz. CATE projesinde de öyle oldu. Projeyi düşünüp hayata geçirenler, BTF'nin tabanında yer alan, "ben de bir şey yapacağım" diye parmak kaldıran, ABD’de yaşayan 5-6 doktor dostumuzdu. Bu onların hayali idi, işin tıbbi tekniklerini ve yerelde yapılması gerekenleri onlar daha iyi biliyordu. Sadece biraz yüreklendirmeye ve kaynak geliştirme metodları ile operasyonel, lojistik desteklere ihtiyaçları vardı. Kısaca, bağışçımız olarak başlayan BTF yolculukları, günü geldiğinde kendi fikirlerini hayata geçirmeleri için önemli bir platform oldu. Bu aslında onların projesi. Bunu birçok BTF projemiz için söylememiz mümkün, yani aramıza katılan ve bir zaman sonra misyonumuza uygun fikrini hayata geçirmek isteyen dostlar için buradayız ve onların girişimlerini yardıma dönüştürme refleksi ile hareket ediyoruz. BTF'yi bir süre takip edin, yapılan güzellikleri izleyin, destekleyin, sahiplenin... BTF'miz destekçilerimiz ve gönüllülerimiz ile gelişiyor, büyüyor... Burası aslında hepimizin BTF’si.

Şimdiye kadar eğitim desteği sağladığınız örnek öğrencileriniz var mı?

BTF çatısı altında bugüne kadar on bine yakın gencimize destekçilerimiz sayesinde ve Türkiye’deki güç ortaklarımız aracılığıyla burs sağladık. Zaman zaman onlardan teşekkür mektubu alıyoruz. Bu mektuplarda kendi hikayelerini anlatıyorlar. En çarpıcılarından bir tanesi BTF bursunun hayatını değiştirdiğini ifade eden Begüm’ün öyküsüydü. Begüm tıp fakültesine başladığı sene BTF bursu almaya başladı. Eğitim hayatı boyunca başarıdan başarıya koştu. Onun yolculuğuna şahit olmak, gelişimini izlemek müthiş bir deneyimdi. Şu anda dünyanın en saygın tıp kurumları arasında gösterilen Mayo Clinic’te araştırma görevlisi olarak görev yapıyor. 1-2 sene önce bize ulaştı. Sizinle paylaşabilmek için arşivden mektubunu bulup çıkardım:

‘İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden 2020 yılında mezun oldum. Üniversite birinci sınıf öğrencisiyken, BTF Burs Programı'na kabul edildim. Tıp alanında hangi kariyere yöneleceğime henüz karar vermemiş olmama rağmen, 2017 yılında, BTF'den aldığım bursun yardımıyla İsveç'teki Karolinska Enstitüsünden bir araştırma projesine katılma davetini kabul ettim. Bu, akademik kariyerim boyunca verdiğim en iyi kararlardan biriydi.

Ayrılmadan önce, BTF mentörleri ile yazışmalar yaparak hedefler belirledik ve programımdan en iyi şekilde faydalanmak için planlar yaptım. Sonunda laboratuvara gittiğimde ve projeye dahil olduğumda, zamanımı en verimli şekilde geçirmeye çalıştım ve hemen gelecekteki araştırma projelerimi planlamaya başladım. Tıp doktoru ve araştırma doktoru olmaya karar verdim. Bu kariyere en iyi şekilde Amerika'da devam edebileceğimi düşündüm ve tıp fakültemde okurken Amerikan Tıp Lisanslama Sınavlarını geçtim. Daha sonra Amerika'daki Mayo Clinic ve Mount Sinai Hastanesinde araştırmalara katıldım, Amerika ve İngiltere'de düzenlenen uluslararası toplantılarda sunumlar yaptım ve ardından araştırmalarımla ilgili makaleler yayımladım. Şu anda Mayo Clinic'te post doktora araştırmacısı olarak çalışıyorum. Gelecekte bir klinik araştırmacı/doktor olmayı hedefliyorum ve Amerika'da asistanlık programımı tamamlamayı umuyorum.

Her araştırma programı için Amerika'ya geldiğimde BTF ailesi beni destekledi ve akademik ve sosyal gelişimime büyük katkıda bulundu. BTF, biz öğrencilere gelecekte BTF'nin bir parçası olma ve onu destekleme fırsatı da verdi. Tüm BTF bursiyerleri adına, tüm gönüllülere ve destekçilere eğitim bursları aracılığıyla büyümemize katkıları için teşekkür etmek isterim.’